İzmir’ de Meyhane Anlayışı
İzmir ‘ de meyhaneler, bir kültürün en incelikli olarak varlığını sürdürdüğü yerlerden biridir. Orada yaşananlar, konuşulanlar ve mekanın atmosferi tek başına hem dönemi hem de yaşanan toplumsal süreci anlatmaya yetiyor. İzmir’ de meyhanelerde ne yendiği ve izleyenler kadar mekanın dekoru da belirleyicidir. İzmir'deki meyhanelerin çoğu, mekanın adı veya işleticisinden çok dekor öğeleriyle anılır.
Yeni nesil meyhaneler çok farklı ve modern bir toplumda bu anlayışı geliştirmeye devam ediyor. Geçmişte bilinen hemen hemen tüm meyhanelerde sadelik ve ister istemez beyaz masa örtüsü ön plandaydı. Abartısız döşenmiş odalar, sadece orada olmak ve anda kalmak için değil, aynı zamanda rakı içme adabına da uymak için düzenlenmiştir. Bu anlayış günümüzde birçok yönden gelişerek dönüşmüş olsa da rakı ve aşk meyhanesi içen insanların gözleriyle aradığı vazgeçilmez şeylerden vazgeçmiyor. Dekorun şekillendirdiği atmosferiyle eski meyhaneler belli bir hedef kitleye hitap ettiğinden, rakı sofrasını sevenler ile diğer içki kültürlerini tercih edenler arasında her zaman keskin bir ayrım vardı. Artık bu keskinlik kırılmak üzere... Yeni nesil meyhane anlayışı, klasik meyhaneleri seven kitleleri ve kendini bu ortama çok da yakın hissetmeyenleri bir araya getirerek, rakı sofrası, meze gibi klasik anlayışı bambaşka bir boyuta taşıdı. Yine meyhane kültürünün kendine özgü algısı ile buna tepki veren bir kesim olsa da giderek dönüşen bu yeni konsept mekanlar oldukça ilgi görüyor. Bunun göz ardı edilemeyecek birincil nedeni, klasik meyhane anlayışını çok farklı bir boyuta taşımasıdır. Bu yüzden meyhane dekorasyonu ve tasarımı rakı sofrasında gizli bir etkidir. Anason kokusu mu, yoksa her meyhanenin kendine özgü büyülü atmosferi mi, bilinmiyor. Birçok eski meyhane başka bir binadan dönüştürülmüş ve doğal dokusu korunarak dekore edilmiştir. Hatta bazıları şarkılarda iz bıraktı. Örneğin Berduş meyhanesi gerçekten de çizgini kırılmasına çok yardımcı olmuştur. Berduş meyhanesi 'den sonra başka biçimlere evrilen meyhane, hala bu şekilde anılmaktadır.
Alsancak, İzmir’in keyifli, yaşamayı en iyi bilen, en özgür ruhlu semti olur da Berduş Meyhanesi’ de meşhur olmaz mı?
Her sayfiye yeri gibi, Alsancak’ ta balık, rakı ve meze ile yoğrulmuş bir yeme-içme kültürüne sahip. Ne plajında ne de çehresinde artık pek bir tatil yeri hali kalmadığını kabul ediyoruz da DNA’sında hala var bir tatil hissi. Alsancak meyhaneleri de valiz yapmadan şalterleri indirmenin en hızlı yolu.
İzmir’de meyhane modunuza göre çeşit çeşit belki ama, aradığınız 6-7 masalı küçük bir Alsancak meyhanesi değilse Berduş Meyhanesi’ nde dost muhabbetini, sürekli mezelerin gelip geçtiği, gecenin hiç bitmeyeceğini hissetmek ister misiniz?
O zaman “Denizin kokusunu içimize çekerken bir duble içip ve iki lafın belini kıralım” diyenler için, yeni nesil Berduş Meyhanesi, İzmir ‘de meyhane anlayışına farklı bir bakış getirecek.